Nerede Kalmıştık. . ?

Uzun zamandır yazamadım, sizlerden ayrı kaldım, özledim, yazasım geldi.

Konu çok zaman da var artık.

Dostlar bilir, şiire ara verdim bir süre.

Arada dökülürse onu da yazarız ama daha çok kısa yazılarla burada olacağım.

Arada bakarsanız bişeyler koymaya çalışacağım buraya.

Hepinizi öptüm.

Yanaklardan. . .

Kazara Yazar


Söz Yerel gazetelerden açılmışken yerel gazetelerin yazarlarına da dokunmamak olmaz.
Hoş onların dokunacak bir yerleri kalmamış. Çürüyen birkalem gibi neresine dokunsanız dökülüyor.
Bir kız var şehrin gazetelerinden birinde yazıyor. Hayır aslında yazmıyor. Bir haberi copy/pasta edip köşesine koyuyor altına iki teşekkür bir güzellemeyle kapatıyor köşeyi.
Hani nerde bir giriş bir gelişme ve bir sonuç. İçerik yok ki üslup olsun.
İnsan kendi kendine “Bu kızcağızın burada ne işi var?” diye soruyor. Sonra bir cevap bulamıyor ve sorusunu geri alıyor.

Gazetemde yazdım durumu. Kızı bir daha o gazetede yazdırmadılar.
İyi yaptılar.

Gazetecilik - cilik -culuk - cuk


Ulusal basında işler nasıl yürür bilmem. -Bilmek de istemem. Ya da bilirim de bilmememzlikten gelirim.-

Yerel basında işler pek yürüme safhasında değil henüz.

İmekleyenizmiz var. Çöt çöt yürümeye çalışanımız, yalpalayanımız var. Sürünenimiz var.

Gazeteciliği belediye başkanı yalakalığı, siyasilerin şaklabanlığı, onun bunun atraksiyon amirliği sanan zümrenin içinde dürüst haber yapmak delilik. Düpedüz delilik.

Zira esaslıbir röpörtajın bir kaza haberinden daha fazla ilgi çekmediği bir kentte gazetecilik yapmak nereden bakarsanız bakın kendi kendiniz kandırmak.

Ama yapıyoruz.

Bir süre daha bu iş öyle değil böyle yapılır demeye çalışıyoruz.

Görmeyen gözlere kalem sokmaya devam edeceğiz.

Olmadı gazeteyle kafasına falan vururuz.

Ya da bu şehri de terkederiz.

Gazeteciliği ve yazmayı değil. . .