Orta Sınıf Ünlülerin Twitter ile İmtihanı -1

Twitter’ın sosyolog ve psikologlar için inanılmaz doneler barındırdığı su götürmez bir gerçek. Hatta felsefeciler, antropologlar, filoloji uzmanları, kardiyologlar, veterinerler, kabzımallar ve de nohut-pilavcılar için de öyle olabilir. Bilemeyeceğim artık. 

 Daha önce, sadece askerde gördüğümüz farklı insan türlerinin elit bir versiyonuyla burada hemhal oluyoruz hayretlerimizle. Bu durum biz sıradan insanlar için ne kadar hayret verici ve bazen de kimya bozucu etkiye sahipse, ünlüler söz konusu olunca birkaç kat fazla senkron kaymaları yaşatabiliyor. Yani en azından biz “Bu tanıdığımız ünlü şahsiyet hakkaten bu mu yoksa feyk mi?” diye düşünmeden edemiyoruz başta. Lakin alışma, kaynaşma ve enseye tokat aşamalarında ‘Evet bu gerçekten o ama o bu mu şimdi yani‘ ye kadar inebilen hayal kırıklıkları da olabiliyor.
“Orta sınıf kıvamındaki ünlüler” için Twitter fena halde bir sınanma yeri.  Tarkan, Sezen Aksu gibi best seller olmuş ünlü isimlere burasının katacağı çok fazla şeyin olduğunu düşünmüyorum. Hayransa hayran, sevgiyse sevgi, magazin gündeminin mantionlarında, RTlerinde, yer imlerinde ikametse ikamet.  Bol bol var en nihayetinde. Açtıkları hesapları da kimseyi takip etmeden kimseye cevap yazmadan sevgilerine sevgi hayranlarına hayran, RT lerine RT, PRlarına PR katıyorlar zaten.
Henüz sık ziyaret edilenlerde bir arsa, bir daire, olmadı bir dükkan  sahibi ünlü olmak için yemesi gereken birkaç fırın ekmek ve atlaması gereken birkaç leveli olan  “orta sınıf ünlüler “ içinse Twitter bulunmaz PR fırsatlarıyla dolu.  Hilal Cebeci örneği her ne kadar örnek sayılmayacak kadar abes bir durum olsa da üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Zira insan takipçi kazanayım derken, kendisi kaybediyor, iffetini yolda düşürüyor, saygınlığını paspas ediyorsa aklı yerine testosteronu ile hareket edenlerden kazandığının bir önemi olmuyor.
Bu fırsatı hakkıyla kullananlar var. Fakat Twitter okyanusunda pusulasını kaybeden,  rotasını şaşıran, bazen sert bir kayaya toslayan, bazen de suların dibine gömülenler de var. Twitter sosyal medya uzmanlarının üstüne basa basa vurguladığı gibi bireyler arasında dikey bir iletişimi değil, yatay ve eşitlikçi bir iletişimi sağlıyor. Bunun da anlamı şu; Dün sizin tepeden baktığınız sıradan insanlar Twitter içinde en az sizin kadar ünlü olma şansına sahip. Sizden daha fazla takipçi bulabilir ve sizinle eşit şartlar altında tartışabilir.
Lube Ayar, ismet Berkan, Ahmet Tezcan, Cüneyt Özdemir,  gibi durumu çok iyi idare edenler, eğlenenler olduğu gibi. Twitter macerasında derin yaralar alabilenler, tökezleyenler ve buranın dayanılmaz hafifliğinin altında ezilen orta sınıf ünlüler de mevcut.  Bu biraz acemilikten biraz da Twitter’ın bu halinin pek farkında olmamalarından kaynaklanıyor.
Geçtiğimiz günlerde bütün artistliği ve starlığı(!) orada tuzla buz olan;  “ İnsan yanına gelince tir tir titriyor, ama oradan sana “sen” diye hitap ediyor.” yakınmalarıyla hesabını kapatacağını açıklayan Demet Akalın. Mesela İclal Aydın gibi isteyen herkesi takip edeceğim deyip sonra üzerine gelen büyük dalgaları görünce followlamaktan bitap düşüp perişan olanlar. Ya da Sevdik Sevdalandık  şirinliğiyle ilgi toplayıp o ilginin gölgesinde kalan sözünü tutmayan üstelik bile bile “İnkar Ediyorum” kolaylığını seçen ünlü gibi.
Melih Gökçek ve Erol Köse müthiş bir özgüvenle ve -genelde- büyük harflerle yazan ama kendileri eğlendiği gibi takipçilerini de bir hayli eğlendiren ilginç örneklerin başında geliyor.
Fakat elimizde bir Ahmet Hakan örneği var ki onu anlatmak başlı başına bir yazı konusu. 
Biraz bekleyin, onu da anlatacağım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder