Terör Mücadelenin Alışılmış Klişeleri


30 küsur yıldır hükümetin terör konusundaki söylemeleri değişmedi, aynı şekilde terör azalmadı, hatta son zamanlarda arttı. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle mücadele yöntemlerinin, konuştukları dille doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.
Bana sorarsanız, -sormasanız da- terörün çözümü tamamen doğru dil kullanmakla alakalı.  Silahla topla tüfekle olsaydı bu zamana kadar çözülürdü, her yöntemdenendi, hatta seyyar mahkemeler kurup bir anda affettik, “hadi yine iyisiniz, artık terörist değilsiniz” nakaratlarıyla salıverdik ama olmadı.
O yüzden şimdi farklı bir şey yapıp söylemi değiştirme zamanı, hem denemekle ne kaybederiz ki, öyle de böyle de terör devam ediyor, belki bu defa doğru mücadele yöntemini bulmuş olabiliriz.
SÖZÜN BİTTİĞİ…
N’olur bundan sonra hiçbir yetkili hatta hiçbir insan evladı “Sözün bittiği yerdeyiz” geyiğine girmesin.  Zira yok öyle bir yer. O söz söylendikten sonra da terör bitmedi, söz hiç bitmedi. Ha bire konuşuldu, tehditler savruldu, nutuklar okundu, yeminler edildi sözler verildi, tartışıldı, konuşuldu, konuşuldu, konuşuldu. . .
Sözün bittiği yer, sözün bittiği yani yeşerdiği çoğaldı yer oldu. Değişen hiçbir şey olmadı.
BIÇAK VE KEMİK MESELESİ
Şu meşhur yağmasak da gürleme efekti verelim babından “Bıçak kemiğe dayandı”
cümlesiyle başlayalım. Ne kemikmiş birader, bana mısın demedi… Dedi de biz mi duymadık yoksa.
Sorun şu ki bu bıçak kimin elinde kemik kimin kemiği henüz çözülmüş değil.  Bıçak hükümet mensuplarının kemiğine dayanmış, şehit haberleri onların canını yakıyor olsaydı, maç anlatan spiker edasında “Bıçak kemiğe dayandı” demezlerdi. O bıçağı tutan eli alıp kırarlar, bıçak tutamaz ederlerdi. Ama görünen o ki bıçak sadece milletin hatta garibanların kemiğine dayanmış durumda. Bir de kemikleri sızlayan şehitler var tabii. Bu yüzden bir an önce bu söylem değiştirilmeli yerine “Ya bu terörü bitireceğim ya da gideceğim” denmeli bitirilemezse camın önü kapatılmamalı, gidilmeli.
KARARLILIK VURGUSU TERK EDİLMELİ.
Terör saldırılarının ardından yayınlanan başsağlığı mesajları ya da açıklamalarda “Terör, er ya da geç kaybetmeye, yok olup gitmeye, milletin azim ve kararlılığı karşısında erimeye mahkumdur. Terörün üzerine kararlılıkla gitmeyi sürdüreceğiz. ” şeklindeki cümleler artık hem çok klişe hem de kusura bakmayın ama kimseyi korkutmuyor. Korkutsa aç köpekler gibi saldırmayı bırakırlardı. Bu açıklamayı okuyan terörist sürübaşları “Arkadaş çok pis tırstım, 6 ay karakol marakol basamam artık, ben kandile, oradan da kuzey ırağa gidip kafa dinleyeceğim siz de evinize dönün 6 ay sonra aynı yer ve saatte buluşuruz” mu diyordur acaba? Bence de demiyorlardır, siz kararlıysanız onlar da 30 yıldır şuursuzca saldırmaya devam etti. Yani orada da var bir kararlılık.
Kararlılık yerinen akıllık vurgusu yapılmalı. “Düşünüyoruz, hatalarımızı gözden geçiriyoruz, bir daha olmaması için tedbirler alıyoruz, hainlerin nasıl ümüğünü sıkarız onun üzerinde yoğunlaştık, enselerindeyiz” gibi açıklamalar da olabilir.
HAİNLER NİTELEMESİ DEĞİŞMELİ.
Söz hainden açılmışken bu hain nitelemesi de klişeleşti o da değişmeli. ‘Hain’ yerine ‘ezik’, ‘hainler’ yerine de ‘ezikler’ denmeli. Cümle içerisinde kullanmak gerekirse : “Ramazan ayında böyle kalleşçe bir saldırı düzenleyen ezikler, kıçınızı da yırtsanız eninde sonunda ölümünüz Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde MKE markalı bir kurşunla olacak, ezik geldiniz ezilip gideceksiniz”.
EN AĞIR ŞEKİLDE KARŞILIĞINI BULACAKTIR. . .
Şu cümleyi kelimesi kelimesine kullanan onlarca siyasi bulabilirsiniz: “Milletimizin birliğini, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğini hedef alan saldırı ve eylemlerini devam ettiren teröristler, elbette ki en ağır şekilde karşılığını bulacaktır.”
Hükümet son 15 günde 115 terörist öldürüldüğünü açıkladı. Bu şimdi en ağır karşılık mı oluyor. 500 terörist öldürsen tam karşılığı bulunmuş mu olacak.
Zaten bir terörist 5 ila 7 yıl içerisinde asker kurşunuyla olmasa da hastalıktan, iç infazdan ya da başka bir nedenden geberiyor. 30’unu geçmiş teröristler sadece saçma sapan dizilerde olur. Yönetici kadrosu yaşamaya devam eder ama teröristin ömrü 5 yıldır.  Yani siz hiç bişey yapmasanız da o dağ şartlarında 5 ila 10 yıl içerisinde ölecekler. O zaman şehit sayısının karşılığında terörist öldürmek sorunu çözmüyor. Yapabiliyorsunuz yöneticilerini gebertin. Finanse eden işadamlarının kafalarına sıkın, yardım eden ülkelere yaptırım uygulayın ya da onların içişlerin bi karıştırıverin. O zaman karşılık sayılabilir.
Mücadelenin en güçlü şekilde sürdürüldüğü açıklaması geliyor yine. Ne yani yan gelip yatacak değilsiniz ya… Bi de bunu somut olarak görsek de size inanabilsek. Ha
Mesela derin üzüntü duymayın. Siz ne zaman derin üzüntü duysanız biz derin bir umutsuzluğa kapılıyoruz. Hükümet hindi gibi düşünme, üzülme, kere boğulma yeri değildir, hükmetme yeridir. Üzülme; kalk ve bir şeyler yap. yır, maden yapamıyorsunuz bari öyleymiş gibi yapmayın.