Unuttuğumuzu Unutana Kadar Unutacağız




Unutmak, TDK’nın sözlüğünde unutulmuş bir kavram: “Aklında kalmamak, hatırlamamak. Bağışlamak. Gereken önemi vermemek. Hatırdan, gönülden çıkarmak” gibi farklı manaları var.

“Unutmak kolay mı, kolaysa gel de sen unut” nakaratları ya da “Unutma unutulanlar unutanları asla unutmazlar” gibi iddialı/atarlı sözlerin arkasında kalan eziklik hali gibi arabesk tarafları da var tabi.

Neresinden tutarsanız tutun unutmak hayatımızın tam da ortasında bizi yönlendiren, yöneten, hırpalayan, ya da mutlu eden, pervasız yapan, duygusuzlaştıran, dibe batıran, en tepeye çıkaran, hasta eden/iyileştiren ya da bunlardan birini yaşarken bizi öldüren bir kavram.
Unutmak bizi biz yapan ya da yok eden şey.

Dün yüzünü görmeyi bırak ismini duymaya bile tahammül edemediğimiz kişilere bugün eyvallah dedirten, haini, caniyi bulunmaz Hint kumaşı, çareler kapısı, süreçler güzergahı yapan illet.
Unutmak, sana küfredeni alkışlatan bir hastalık, virüs, çaresi olmayan bir veba. Sen ne kadar kaçarsan kaç  gelip seni bulan salgın.

Leman Sam’ın güzel şarkıları vardı. Öyle hatırlardık. Sonra o şarkılarıyla beraber o kadın da tarihin kenar mahallelerine doğru iteklenmeye baladı. İşte tam da unutuyorduk, unutuluyordu. 
Sonra bir şey oldu. Daha önce yüzlerce kez tekrarlanmış ve iyi sonuç alınmış bişey. Biri ona dedi ki sen de böyle yap. O da yaptı, çıktı ekrana ve " Osmanlı'yı tamamen reddediyorum. Osmanlı benim ceddim değildir." deyiverdi.  Tıpkı kızı Şevval’in yaptığı şeyi yaptı. O da “Başörtüsü tekstil parçasıdır” demişti hatırlayın.  Sonra ne oldu günlerce bu söz tartışıldı, Leman da tartışılacak. Şevval’in o sözleri unutuldu. Leman’ın da o sözleri unutulacak. Şevval o günden sonra konserden konsere koştu. O kadar olmasa da Leman da ekmeğini kazanacak.  Ana-kız hakaret LTD. ŞTİ. para basmaya devam edecek.

Biz unutacağız çünkü. İlla illa unutacağız.

Adam gazeteciliği döneminde Türkiye’ye zarar vermiş herkesle röportaj yapacak, açıktan olmasa da akil insanların anlayacağı türden yöntemlerle bölücülüğe destek verecek, sonra iki sempatik haber sunacak ve sonra ölecek. Biz ardından ağıt yakmalara doyamayacağız.  Övgüler  dizmekten dizimizde derman, damağımızda su kalmayacak. 

Unutmak ciğerlerimize kadar işlemişken, akşam yediğimiz şeyi gündüzüne hatırlamazken, vatan haini  ilan edip asmaya çalıştığımız ama asamadığımız terörist başıyla masaya oturmaya hazırlanırken de hiçbir şey olmamış gibi davranacağız. Ve bundan utanmayacağız.

İnandığımız ya da bizi kendine inandıran parti iktidar olacak ve sonra bize ters işler yapacak ama biz ısrarla ona oy vermeye devam edeceğiz.  Sandık önümüze geldiğinde unutmaya hazır olduğumuz geçmişi unutacağız, ya da zaten kampanyalarla unutturulmuş olacağız.

Yaralarımız kapanmadan yaralandığımızı, su boğazımıza gelmeden battığımızı, atı alan Üsküdar’ı geçmeden, atı da Üsküdar’ı da unutacağız.

Mutlu olmadan mutsuzluğu unutacağız.  Ne halt ettiğimizi bilmeden yaşamayı öğreneceğiz. 

Unutacağız, unuttuğumuzu da unutacağız.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder