Bu memlekette işini tam yapmayan kaç sektör var derseniz;
tatmin edecek kadar uzun bir liste çıkabilir. Ama işini mutlaka “tam yapması”
gereken kaç sektör var derseniz bu listenin top onuna kargo şirketlerini koymak
yanlış olmaz sanırım.
Zira onlara değerli şeylerimizi emanet ediyoruz. Ve tabi
bunu yaparken değerli zamanımızı da ... Beklediğimiz şeyin beklediğimiz zamanda
gelmesi bizi mutlu ediyor. Sonra, daha sonra, bir gün sonra gelmesi değil… Kargo
tam da bu yüzden var.
Sloganlaması “Söz verdiğimiz gibi” ama -muhtemelen tek
ayaklarını kaldırıp söz veriyor olmalılar ki- kargom üç saatlik yoldan üç günde
geliyor.
Yurtiçi Kargo’dan bahsediyorum.
Cumartesi Denizli’den verilen kargom pazartesi saat 11
olmasına rağmen gelmeyince kıllanıyorum. Zira bundan üç yıl önce de aynı kargo
firmasıyla bir kargo sorunu yaşamıştım ve üstelik de beklemekten nefret
ediyordum. Marmaris merkez şubeyi arayıp kargomun akıbetini sormak istiyorum “Bizde
böyle bir kargo yok” diyorlar. Olmalı, bi daha bakın , diye ısrar ediyorum.
Kargonuz Armutalan şubesinde diye çek ediyorlar.
Armutalan şubeyi arayıp: “Afedersiniz ama kargom geç kalmadı
mı acaba” diye sorma niyetindeydim ki “Yurtiçi Kargo’dan kargoyu almak ya da
almamak” isimli tiyatro oyununun içinde buluyorum kendimi.
Durum şuymuş; benim kargom yanlışlıkla Armutalan Şubesine
gitmiş, onlar da bu durumda merkez şubeye borçlandırma yapacaklarmış. (Borçlandırma:
günün tüm kargolarını dağıttıktan sonra yanlış gelen kargoyu asıl şubeye
ulaştırmak için dağıtım merkezine götürmek) Bu da onların anlatımıyla şu demek,
kargom akşam dört gibi merkez şubeye ulaşacak, merkez şubeden de bana. Yani,
ölme eşeğim kargo gelsin, dünya gözüyle gör öyle ölürsün. Benim değil akşamı
dakikaları kaybetmeye zamanım var mı, hayır yok. Marmaris’teysem de tatil
yapmak için burada değilim haliyle ki gideyim bi denize gireyim biraz
güneşleneyim, esneyeyim, içkimden bir iki yudum alayım, o arada da kargom gelir
herhalde durumu da mevcut değil.
Dahası kargo geciktikçe işlerim aksamakta. (Maddi bir kayıp
da var elbet ki bu daha da can sıkıcı.)
Tekrar Marmaris merkez şubeyi arıyorum. Onların cevabı benim
tahammül sınırlarımı aşacak kadar vurdumduymaz. Yarın teslim edebiliriz ancak
diyorlar.
Dönüp Armutalan şubeyi arıyorum, yok mu bir çaresi doktor,
diyorum. Var diyorlar, çok önemliyse gelip siz alabilirsiniz.
Evet, doğru ben tatildeyim, işim gücüm yok, kalkıp kargoyu
alıversem ne olur sanki? Tamam, kapıda teslim parası verdimse verdim ne olacak
ki, kargo sektörüne küçük bir bağış sayalım. Hayır delimiyim neyim 3 saat ötedeki bir şeyi
pek ala kendim de gidip alabilirdim, bunun için kargoyu yormanın âlemi var mı?
Anlıyorum ki sorumu Marmaris sınırları içinde çözemeyeceğim.
Güney ege bölge müdürlüğünü arıyorum. Bir bayan çıkıyor. “yardımcı olmamı
istediğiniz konu nedir” diye gayet nazikçe konuya müdahil oluyor. Durumu
anlatıp kargo numaramı veriyorum. “Hımmm” diyor, “borçlandırma yapılmış, Merkez
şubeye gönderecekler onlar da size bugün telim ederler.
Bugün teslim edemeyeceklerini söylediler, ki bana bugün
değil bir an önce ulaşması lazım kargomun diyorum. Ama beyefendi, yanlış
gitmiş, napabiliriz, arayayım bugün gelir kargonuz, diyor prezantabl duruşundan
ödün vermeyerek. Size “napabiliriz” demeniz için mi o maaşı ödüyorlar diyecek
oluyorum, demiyorum. Zira bu “bayan” hanfendiyle kaybedecek zamanım yok. Siz
arayın ben de n’apabileceğinize bir bakayım deyip İstanbul merkezi arıyorum. Saat
11:30. Müşteri hizmetlerini arıyorum, biz size döneceğiz deyip numaramı
alıyorlar. Saat 12:00 İstanbul merkezi tekrar arıyorum. Ama bu defa işimi
sağlama almak için direk holdingi. “Bu telefonu size kim verdi” diyorlar önce. İnternet
sitenizde mevcut, demiyorum “Sorunumu daha aşağılarda –ki buna, arayacağını
söyleyip, yarım saattir aramayan müşteri hizmetleriniz de dahil- çözebilecek
birini bulmadığım için sizi rahatsız ettim” diyorum. Güney Ege bölge müdürlüğü
de mi, diyor, evet, diyorum. Bakalım ne yapabiliriz deyip bu defa direk bölge
müdürünü bağlıyor.
Sonra ne mi oluyor? 20 dakika geçmeden kargom teslim
ediliyor.
Bu sorunu 2 saat gecikmeyle de olsa G. Ege bölge Müdürü’nün
şahsi çabalarıyla çözüyorum.
Ve bugün yani 3 gün sonra ne oluyor dersiniz?
Bugün Yurtiçi Kargo’dan almam gereken kargo yine yanlış
şubeye gidiyor.
Bu defa Güney Ege’deki o hanfendi “Efem sorun Denizlinin sorumluluğunda
olan Akdeniz Bölgesinin sorunu, kargoyu yanlış adrese yolluyorlar”. Akdeniz Bölge Müdürlüğü; “Olur mu efem, adres
doğru” G. Ege: “Adres yanlış, Mustafa Muğlalı Caddesi tamam ama başında
Orgenarel olacak.
Derin devlet sorununa doğru gidiyor sanki mesele. Neymiş,
hem Marmaris’te hem de Armutalan Beldesi’nde Mustafa Muğlalı Caddesi varmış. Ama
Marmaristeki Orgenaral Mustafa Muğlalı imiş. Yani ben adresi yanlış
veriyormuşum. Başına Org. koymam gerekiyormuş.
Gerekçeye gel. Bir defa Armutlan başlı başına bir belde. Oraya
kargo isteyecek olsam mutlaka Armutalan / Marmaris diye yazarım. Sadece Marmaris yazıyorsam, Marmaris içinde
bir yerdir. Armutalan, İçmeler, Beldibi ya da Datça değildir. Ki bunu en iyi
bilmesi gereken kargoculardır.
Sonuç olarak ben bugün de kargomu zamanında alamadım. Ve bu
defa mesai sonuna doğru aldım kargoyu. Kaybettiğim zaman ve zararımı
karşılayacak bir muhatabım bile yok.
Ha bu arda acil sorun kaydı geçen müşteri hizmetleri hala
aramadı. Nasipse atı alan Üsküdar’ı geçince telefonumu çaldıracaklardır.
Belki yarın belki yarında da uzak.