Medya’nın Sümeyye İle İmtihanı


Osmaniye'li Öğrenci Sümeyye Nur Satin’in YGS başarısı görülmeye değerdi
İçinde ilkleri barındırıyordu. Bazı düşünceleri yıkıyor, bazılarını ise tepe taklak ediyordu.
Türkiye’de ilk kez bir kız öğrenci tam puan alarak YGS Türkiye Birincisi olmuştu.
Bu Osmaniye için de bir ilkti.
Dahası ve asıl konu edilmesi, alkışlanması geren; başörtülü bir kız ilk defa böyle büyük bir başarıyı elde etmişti. (Evet, başörtülüler nihayetinde diğerlerlerinden farklı insanlar değil ama madem ki 28 Şubat sürecinde başörtülülere yapılan baskı yanlıştı, madem ki ötekileştirme savlarını yıkacağız, bu bulunmaz bir fırsat olmalı ve bu yüzden bu başarı daha fazla alkışlanmalıydı.)
Hani şu laik eğitim yaygaralarına antitez olacak kadar güçlü bir done vardı elimizde…
Başörtünün sadece saçı kapattığını, beynin o örtünün altında da tıkır tıkır işleyebildiğinin kanıtı.
Ya da daha basit bir anlatımla başarının yolu giydiğin kıyafetten, örttüğün ya da örtmediğin saçından geçmediğinin.
Cumhuriyetin o laik eğitim anlayışını bile tepetaklak edecek ya da şu Kuran-ı Kerim dersinde başını kapatsa sonra da açsa mı yoksa başı açık mı derse girse tartışmasını bile manasız bir tartışmaya çeviriverecek başarı örneği.
"Başörtüsü serbest olsa bile başörtülüler bizim üniversitelerimizi kazanamaz" ya da "Türbanlılar o puanı alamazlar." diyen rektörleri yalancı çıkaran bir başarı.
İkna odalarına içeriden kilit vurduracak bir haber.
Ve tüm önyargıları yıkan, yerle bir eden saf bir duruş.
Şimdi -burada küçük bir parantez açıp soralım- denebilir mi ki, üniversitelerde başörtüsü siyasi bir simgedir. Denemez, zira hiçbir siyasi çaba bir insana bu kadar başarı yükleyemez. Bkz. partilerin gençlik kolları.
Kaldı ki bu yaştaki bir kızın zihni henüz siyasi fikirlerle tanışmayacak kadar temiz.
O halde bu başarı da o kadar temiz ve güzel bir başarı.
Geçmiş yıllarda gazetelerde boy boy haberleri geçilen, ana haber bültenlerine çıkarılan, röportajlar yapılan diğer şampiyonlardan farkı neydi peki Sümeyye’nin?

Aslında yoktu bir farkı, o da iki göze iki kulağa bir burna sahip bir insandı, mesela işte elleri vardı, soruları da o elinde tuttuğu kalemle çözmüştü haliyle, ayakları vardı diğerleri gibi. Bildiğiniz yürüyebiliyordu. Mesela hayalleri de vardı, doktor olmak istiyordu. Tıpkı diğerleri gibi onunla guru duyan ve işte kızının YGS birincisi olduğuna dair haberlerin olduğu gazete kupürlerini ömür boyu saklayacak anne ve babası vardı.
Ama o gazete kupürleri bu defa eski YGS birincilerinin haberleri kadar büyük değildi. Her şeyi görebilen medya bu başarıyı görmemişti, ya da küçük puntolarda görmüştü.
Medya bu konuda attı. At gözlüğü takmıştı ve sırtındaki 28 Şubat’ın yükünü hala atamamıştı.

Aslında Sümeyye Nur Satin’in YGS başarısı  son günlerdeki 28 şubat soruşturmasının boyutları için fikir verebilecek muntazam bir ayna.
Medya da bu sorgulama sürecine dahil olmalı diyenleri haklı çıkaracak kadar önemli bir haberdi aslında.
Zira medya 28 sürecini askerin baskısıyla mı desteklemişti yoksa onlarda sürecin gönüllü destekçileri miydi?
Hangi gazete ve televizyonun bu süreçte zorunlu hangisini gönüllü haber yaptığını anlamak istiyorsanız o zaman bugün o gazete ve televizyonların Sümeyye Nur Satin’in YGS başarısını nasıl gördüğüne bakmanız kafi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder