KALBİM, BİZİM KENDİMİZDEN BAŞKA NEYİMİZ VAR? (Med-cezir yorgunluğu)

Evet, bazı şeyleri ben gözümde büyütüyorum.
Ama n’olur kalbim sen de bana kesme hesapları.
Gitmeseydim görmeseydim
Konuşmasaydım, hoşlanmasaydım,
Gözlerine küçük mısralar yazıp sana okumasaydım.
Bir rüzgarın adını, bir kelebeğin kanadını
Ve yeni yakılmış mum alevini
Hatırlamasaydım onu düşündüğümde
Minik gamzelerinde kocaman bir dünya görmeseydim
Belki sen de sevmezdin onu.
Farkındayım.
Biliyorum,
Biz iyi niyetliyiz
Onlar gibi değiliz
Saklayamıyoruz içimizdekini
Ve herkesi öyle sanıyoruz.
Biz kolay kanıyoruz

Yine asma yüzünü,
Düşürme karanlığa
-onun da istediği bu-
Önce en tatlı en şirin yüzünü gösterdi
Yetmedi usulca sokuldu dünyamıza.
Beklemiyorduk kabul et
Şaşırdık, afalladık, aptallaştık
Tedbirsiz yakalandık…
Çok basit bir oyun biliyorum.
Her manevraya hazırlıklı olan biz,
Bu oyuna hazırlıksızmışız meğer.
Ne kadar uzak olsan da
Bilirsin işte,
Kapanıyor mesaeler


Bir yeşil bakışta.

Şimdi yeniden gömüleceğiz yalnızlığımıza.
Unutacağız gülüşlerin en tatlısını.
Bir sigara yakıp dumanını üfleyeceğiz boşluğa
Boşluğumuzu boş şeylerle dolduracağız.





Belki bir uğraş bulurum ben.
Bu basit oyunu basit şeylerle telafi edeceğiz.
Belki bulmaca çözeriz. değil mi?
Belli belirsiz hissedilen rüzgâr
Son iki harfi çıkmış, altı harfli
Karmaşık problemler bize göre değil.
Biz basit severiz, düm düz, olduğu gibi.
Deniz havası gibi değişken,
Paradoks gibi çelişkili,
Kumar gibi belirsizi değil.

Yine de biliriz kıymetini vefanın
Düştüğümüz yerden kalkmayı bildiğimiz gibi
Bir pusulasız tebessümün hatırına
Katlanırız üzgün aynalara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder