Şikeyi Değil,İçimdeki Şüpheyi Yazdım

Aslında şike konusunda yazmayı düşünmüyor,  hatta sosyal medyada da bu konuda konuşmaktan kaçıyordum. Zira bu ülke, ne zaman kaldıramayacağı kadar büyük bir gündeme hapsolsa altından bir çapanoğlu çıkar. Şimdi ben, şike konusunda yazıp da o çapanoğluyla hapahap gelmeyi de istememem açıkçası. Mümkünse almayayım modundaydım. Ta ki  Ankara’dan bir arkadaşın arayıp; “Şikeden sonra çok düşünceli gördüm seni, o kadar çok düşündün ki iki kelam etmedin bu konuda.” diye sarı-lacivert akan damarlarıma siyanür gazı pompalaması üzerine şikeyi değil ama içimdeki şüpheyi yazmaya karar verdim.

Bilen bilir, bahis ile şike; çayla simit, karpuzla peynir, Edi ile Büdü, Hilal Cebeciyle Banu Alkan gibidir. Birinin olduğu yerde değeri de mutlaka bulunur çoğu zaman. Şimdi futbolda şike var mı diye diye sormak, dünya yuvarlak mıydı yoksa altıgen miydi diye sormaktan daha saçma. Bu soruya da hayır yoktur diye cevaplamak ise dünya yamuktur sözü kadar manalı ama onun kadar da yalandır.
Şikeye bulaşan vardır, bulaşması için zorlanan vardır, bulaşsam mı acaba diye düşünen vardır ya da neme lazım diye sadece oyununa bakan bulaşmayan da vardır ama şike gerçeği futbolun hatta sporun -biz her ne kadar istemesek de- gerçeğidir. Bu gerçek değişir mi? İddia sporun içinde olduğu sürece, dünya gaz ve toz bulutuna dönüp tekrardan yeni hali üçgene geçerse belki… Yani demem o ki birileri boncuk bulmuş gibi sevinmesin. Ya da “Allah Allah şike mi? Çok pis şaşırdım.” diye kimseyi kandırmasın.
Fakat bu operasyonun, ligin en çok taraftarı olan takımının başkanına kadar gitmesi ya da oradan başlaması neresinden bakarsanız bakın kazın ayağı konusunda insanın içine şüphe tohumları ekiyor. Bu operasyon bir şike operasyonundan çok bir hesaplaşma gibi duruyor. Hedef, şikecilerin kramponlarını temizlemekten ziyade, bu bahaneyle Aziz Yıldırımı alaşağı etmek değilse, muhtemelen diziler sezon finallerini yapıp gittikten sonra psikolojisi bozulan Türk halkı için yeni bir heyecan yaratmak olmalı.
Fenerbahçe’nin ligden düşürülmesi bu aşamada sadece sözde kalacak. Şöyle ki: öncelikle Süper lig için, Fenerbahçe’den mahrum kalmak “kambersiz düğün” etkisi yapacaktır. Zevksiz maçlar taraftarsız tribünler ve futboldan soğumuş büyük bir kitle.
Sonra işin ekonomik sonuçları fena halde can yakacağa benziyor. Özellikle iktidarın yeni dönemde böyle bir krizi isteyeceğini düşünmüyorum. Ne de olsa artık onlar usta.
Ve tabi en büyük sıkıntı, böyle adaletsiz bir soruşturmanın neticelerinin taraftar üzerindeki etkisi sokaklara sıçrayacak büyük tepkilere neden olacak. Bu ülkede bu kadar büyük bir sorumluluğun altına girebilecek bir hakim ya da savcı bilen var mı?
Bu yüzden gelişmelere geniş bir çerçeveden bakmak gerekir. Bana kalırsa bu operasyon daha büyük bir operasyonun, bir dizayn çalışmasının parçası. Hadisenin arka tarafında dönen gelişmeler vakıf değiliz fakat büyük resimde o kadar flu kısımlar var ki insan ister istemez derin şüphelere gark oluyor.
Hadi diyelim ki operasyon Aziz Yıldırım’a karşı da yapılmamış olsun, yine de içinde bulunduğumuz zaman, yani siyasi krizler yeni dönemdeki siyasi yapılanma ve yalpalanmalarda “bazı şeylerin” belki de gündemin odak noktası olması istenmiyordur. Kim bilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder